Unknown
|
13:48
|
0
yorum
Irak Kürdistan Bölgesi’nde Birinci Dünya Savaşı yıllarında Şeyh Mehmud Berzenci, bağımsız bir devlet kurma girişiminde bulundu. 23 Mayıs 1919 yılında İngilizlere karşı isyan ederek kendi hükümetini kurdu, kendisini de Kürdistan Kralı ilan etti. İngilizlere karşı başlatılan halk isyanı daha sonra genişleyerek yayıldı.
Şeyh Mahmud Berzencî’nin şeceresi sırasıyla Şeyh Said, Şeyh Kake Ehmedi, Şeyh Marîfe Nodêyî, Şeyh Hîsa, Baba Ali Hemedanî’dir. Berzenci, 1878 yılında Süleymaniye’ye bağlı Berzence köyünde dünyaya gelir. Berzenci, babası Şeyh Said, amcası Şeyh Ehmed ve 50 adamıyla birlikte 1913 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafında yakalanıp öldürüldükten sonra babasının yerini alır. Şeyh Mahmud Berzenci ya da Şeyh Mehmud Hefîd, Kadiri tarikatına mensup bir şeyh idi. Kendisi Kürtçe, Arapça, Türkçe ve Farsça’yı çok iyi konuşuyordu. Bunun yanı sıra birçok şiir de kaleme almıştır.
Kürdistan’ın son Kralı
Berzenci, Birinci Dünya Savaşı yıllarında bağımsız Kürdistan devleti için çaba harcadı. Bunun için İran’da bazı Kürt aşiretlerle ittifak yaparak İngiliz ve Araplara karşı savaştı. Bu süreçte üç defa Kürdistan hükümetini kurdu ve kendisini de Kürdistan Kralı ilan etti. Berzenci İngilizlerin denetiminde kurulacak bir Kürdistan hükümetini asla kabul etmedi; özelde ise o dönemde Irak’ta İngiliz temsilcisi olan Major Soane’nin Kürt güçlerini silahlı milis gücü olarak kullanma istemini fark ederek buna karşı bir duruş içinde oldu. Berzenci İngiliz ve Arap saldırılarına karşı 1932 yılına kadar savaşarak direndi. Şeyh Mahmud Berzenci, 9 Ekim 1956 yılında yaşama gözlerini yumdu.
Şeyh Mahmud’un birinci Kürdistan hükümeti ilanı
Şeyh Said Berzenci, henüz Osmanlı egemenliğinin son bulmadığı ve İttihatçıların başta olduğu 1908 yılında isyan eder. Bu isyan İttihatçılar tarafından bastırılır. Bu isyanda Şeyh Said, Şeyh Mahmud, Şeyh Ehmed ve birçok yakın akrabası esir alınarak Musul’a sürgün edilirler. İttihatçılar bu yıllarda Berzenci ailesinin Kürdistan’daki etkisini bildikleri için tüm aileyi ortadan kaldırmayı düşünerek Şeyh Said, kardeşi Şeyh Ehmed ve 50’ye yakın adamını katleder. Olaylar Kürdistan’da duyulduktan sonra tepki giderek büyür. Kürt aşiretleri Şeyh Mahmud’un serbest bırakılmasını, aksi takdirde Musul’u basarak ölenlerin intikamını alacaklarını söyler. Bunun üzerine Şeyh Mahmud serbest bırakılır.
İngiliz heyetiyle görüşme
Şeyh Mahmud Berzenci, Süleymaniye’ye döndükten sonra, 1918’de Kerkük’teki İngilizlerin başkomutanına ve Wilson’a bir mektup gönderir. Mektubunda; Kürdistan’da bağımsız bir hükümetin kurulmasına dair bir teminat verilmesini ister. Şeyh Mahmud’un Wilson’a gönderdiği mektubun ardından, Binbaşı Noel eşliğinde bir İngiliz heyeti Şeyh Mahmud ile görüşmek üzere Süleymaniye’ye gelir. Görüşmeler sonucunda 1 Kasım 1918 günü Süleymaniye’nin Sera kapısında resmi bir törenle Şeyh Mahmud Berzenci’nin Irak’taki genel hükümdar tarafından “Kürdistan Yöneticisi” olarak atandığı açıklanır. Şeyh Mahmud bu süreçte Paris Barış Konferansı’na gönderilmek üzere bir müzakere mektubu hazırlar, Reşit Kaban ve Seyit Ahmet Berzenci aracılığıyla Paris’e gönderir. İngiltere bu kararı 11 Kasım 1918 yılında resmi bir biçimde kabul eder.
İngilizler Şeyh Berzenci’ye verdikleri sözden geri döner. 23 Mayıs 1919 tarihinde İngilizlere karşı isyan hareketi başlatılır. Bu ayaklanma ile İran ile Irak’taki Kürtlerin birleşerek büyük Kürdistan’ın kurulmasını amaç edinir. Süleymaniye’de başlayan ayaklanma kısa sürede Kürdistan’ın birçok bölgesine yayılır.
İngilizlerle çatışma
Şeyh Berzenci kuvvetleri Süleymaniye’ye bağlı Derbendi Baziyan’da konumlamışlardı. 17 Haziran’da İngiliz kuvvetleri tank ve toplarla Şeyh Mahmud kuvvetlerini kuşatarak bombardımana tutarlar. Berzenci bombardıman sonucu yaralanır ama ona rağmen mevzi aldığı büyük bir kayalık arkasında uzun süre çatışarak direnmeye çalışır. (Bugün o taş etrafı sarılarak milli park haline getirilmiş. İsmi de kahramanlık taşı konulmuştur.) Ona rağmen Berzenci, İngiliz kuvvetlerine esir düşmekten kurtulamaz.
İngiliz kuvvetleri 22 Temmuz 1919 tarihinde Süleymaniye merkezine girerek büyük zarar verirler. O günü Berzenci’nin oğlu Şeyh Letif Hefid kendi günlüğünde şu şekilde anlatır: “İngilizler çatışma sonucu şehit düşen insanlarımızın bedenlerini gözlerimizin önünde benzin dökerek yakıyorlardı. Bu görüntüler karşısında duramadım ve müdahale etmek zorunda kaldım. Doğacak tepkiden korktukları için cesetleri yakmaktan vazgeçtiler” diyor. Daha sonra esir alınan Şeyh Mahmud Berzenci Bağdat’a götürülür. 25 Temmuz 1919 tarihinde kurulan askeri bir mahkemede Berzenci yargılanmaya başlanır. Berzenci mahkeme tarafından şu suçlardan dolayı yargılanır:
İdam ve Musul sorunu
Mahkeme, Şeyh Mahmud Berzenci ve Şeyh Muhemed Xerib için idam karar verirken, mahkemede hazır bulunmayan yardımcılarından Şeyh Mehmud Xanê Hewrami için ömür boyu, Şeyh Mahmud Xani Kani Sanan için de üç yıl ceza kesilir. Kürdistan’da eylemlerin devam etmesinden kaynaklı Berzenci’nin cezası 10 yıl hapse ve Hindistan’a sürgüne çevrilir. Wilson, mahkemenin bu kararını tehlikeli bulup şunları ifade eder; “Şeyh Mahmud’un hayatta kalması onun dostları için büyük bir umuttur. Düşmanları için de büyük bir tehlikedir. Şeyh Mahmud’un dostları onun döneceği ümidiyle eski tutumlarına devam edeceklerdir. Düşmanları da döneceği korkusuyla rahat bir yaşam yaşayamayacaktır. Şeyh Mahmud hayatta olduğu sürece Kürdistan’da istikrar olmayacaktır” diyor.
1921 ve 1922 yılları arasında İngilizler ile Türkler arasında Musul sorunu çıkar. Türkler Musul’un misaki milli sınırlarına dahil olması gerektiğini dile getirirken, İngilizler de Kürdistan’ı öne sürerek Musul üzerinde hak talep ederler. Bu ikircikli politikalar sonucu İngilizler Kürt hükümetini yeniden kurma girişiminde bulunurlar. Bunun için Şeyh Berzenci 1922 yılında İngilizler tarafından tekrar Kürdistan’a çağrılır. Bu sırada Kürt silahlı güçleri kırsal kesimlerde İngilizlere karşı mücadelerini sürdürürler.
Böylelikle Şeyh Mahmud Berzenci’nin kurmuş olduğu birinci Kürdistan hükümeti son bulur. Bu hükümet Kürdistan’da 1 Kasım 1918 ile 22 Temmuz 1919 tarihleri arasında hüküm sürer.
İngiltere’nin katliamları
1 Kasım 1922’de Berzenci öncülüğünde kurulan Kürt hükümeti, İngiliz sömürgeciliğinin istemleri doğrultusunda hareket etmediği için İngiliz güçleri Kürt hükümetine karşı oldukça kanlı ve vahşi bir savaş başlattı. İngiliz uçakları Kürt şehir ve köylerini bombardımana tutarak binlerce sivil insanın katledilmesine sebep oldular.
Bu dönemde Kürtlere öncülük eden Şeyh Mahmud Berzenci, Simko Shikaki ve Mirza Taha Nehri’ydiler. Kürt komutanlardan Mirza Taha, İngilizler tarafından kandırılarak Türklerin eline geçmiş olan Rewandozê saldırılır. Bu saldırıda birçok Kürt insanı katledilir, sonunda saldırı başarısızlıkla sonuçlanır. İngilizler bölgede Türklere güç getirmediklerini ve Berzenci’yi de kandırıp onlara karşı savaştıramayacağını anladığında Kürtlere karşı farklı bir planlama içine girdi. İngiliz Yüksek Komiserliği bir bildiri hazırlar. Bu bildiride şunlara yer verilir: “İngiliz ve Irak hükümetleri, Irak sınırları içinde yaşayan Kürtlerin, bu sınırlar içinde bir devlet kurma haklarını tanımaktadır. Umut edilir ki, çeşitli Kürt unsurlar en kısa zamanda aralarında anlaşmaya vararak, söz konusu hükümete verecekleri biçimi, otoritesinin neleri kapsayacağını bildirmeleri ve İngiliz ve Irak hükümetleriyle ekonomik ve siyasi ilişkilerini tartışmak üzere yetkili delegeleri göndermelerini beklemekteyiz.” Buna rağmen Şeyh Mahmud Berzenci kandırılamadı.
1923’te Lozan Antlaşması’nın ilk sonuçlarının belirlenmesiyle birlikte Kürdistan’ın birçok bölgesinde kıyımlar baş gösterdi. Şeyh Berzenci, İngiliz ve Irak yönetiminin vaatlerinde samimi olmadıklarını görünce büyük ve genel bir ayaklanma hazırlığı yapmaya başladı.
Sovyetler’e yardım için mektup
30 Ocak 1923 tarihinde Güney Kürdistan Kralı adına Şeyh Mahmud Berzenci, Tebriz’deki Sovyet konsolosluğuna bir mektup gönderir. Mektupta, “Kürt halkı İngiltere’den hak talebinde bulunmuştur. Fakat onlar oldukça vahşi bir biçimde top, uçak ve süvarileriyle halkıma saldırıyor. Birçok yerleşim birimimizi talan etti. Bizim için netleşen bir şey var ki o da Sovyet devleti dışında bize yardım edecek hiç kimsenin bulunmadığıdır. Onun için de sizden hükümetimizi tanımanızı istiyoruz. Yine düşmanı korkutmak için silaha ihtiyacımız vardır” deniliyordu.
Bu gelişmelerden haberdar olan İngiliz yönetimi ve askeri kuvvetleri Bağdat’ta bir araya gelerek 21 Şubat 1923’te Şeyh Mahmud hükümetine şu ültimatomu gönderirler: “Ya tüm idari konseyinle Bağdat’a gelip durumu izah edeceksin ya da görevden alınacaksın.” Berzenci İngilizlerin bu ültimatomuna kulak vermedi, aynı zamanda Rewandoz’daki Türk güçleriyle de ilişki kurmaya başladı. Bunun üzerine İngilizler savaş uçaklarıyla Süleymaniye’yi bombalamaya başladılar.
Şeyh Mahmud, Serdeşt yakınlarında bir mağaraya yerleşip 8 Mart’ta Bangî Heq adlı bir gazete çıkarıp ilk sayısını “cihad” çağrısına ayırır. Salih Zeki komutasında “Kürt ulusal ordusuyla” kıyam hazırlığını sürdürür. İngilizler Kürt ve Türk güçleriyle kendilerine karşı ittifak yapmasınlar diye ordusunu alıp Koysancak ve Rewandoz’a doğru yola çıkar. Rewandoz’daki Türk kuvvetlerin başında bulunan Ali Şefik, 22 Nisan 1923 tarihinde kendi güçlerini çekerek Berzenci’yi yalnız başına bırakır. İngiliz, Arap ve bazı Kürt işbirlikçileri Berzenci’ye karşı çetin bir savaş verirler. Bu savaşta Berzenci güçleri kırılır. Rewandoz düştükten sonra 16 Mayıs 1923 tarihinde İngiliz güçleri Süleymaniye’ye girerler.
Üçüncü Şeyh Mahmud Berzenci hükümeti
17 Haziran günü İngiliz yönetimi Süleymaniye’den çekilme kararı alır. Bunun üzerine 11 Temmuz 1923’te Şeyh Mahmud tekrar Süleymaniye’ye döner.
22 Temmuz 1923 tarihinde Lozan antlaşmasıyla Kürdistan için şu karara varılır: “Kürtlerin bağımsız devlet kurma hakkı ellerinden alındı.” Bu karardan üç yıl önce Sevr Anlaşması’nda Türk ve Kürtlerin de temsilcileri olduğu toplantıda Kürtlerin diğer uluslar gibi kendi kaderlerinin tayin hakkı kararı unutuldu.
Berzenci’nin direnişi
İngiliz yönetimi, Şeyh Berzenci’yi “Silahlı kuvvetlerin izni olmaksızın asker toplamak, kanunsuz vergi toplamak, ülkenin düşmanlarıyla ilişki kurmak”la suçlayarak, 20 Mayıs 1924’te, beş güne kadar teslim olmaması durumunda kentin yeniden bombalanacağını bildirir. Şeyh’in teslim olmaması üzerine 27 ve 28 Mayıs’ta İngiliz Hava Kuvvetleri Süleymaniye’yi bombalar. Bombardımanın şiddeti sonucu şehrin nerdeyse üçte ikisi yıkılır. Berzenci bombardıman sonucu kendi kuvvetlerini Süleymaniye’nin Qelaçolan ilçesine, oradan da İran’a çeker.
1924 Haziran’ı sonlarına doğru Berzenci, askeri güçleri dört koldan Süleymaniye’ye gönderir.
1956: Berzenci vefat eder
Ekim 1924 yılında Berzenci tekrar Süleymaniye’ye döner. Mücadelesini tekrardan yükseltmek için direnişi güçlendirmeye çalışır. Bundan kaynaklı o güne kadar İngilizlerle birlikte hareket eden tüm işbirlikçi Kürtlere af kararı çıkarır ve Kürt halkına karşı işlenen suçlardan pişman olan herkes Süleymaniye’ye dönebilir denilir.
16 Kasım 1925 tarihinde uluslararası güçler Türkiye ile Irak arasında belirlenen sınırı resmi olarak kabul eder böylelikle Güney ve Kuzey Kürdistan birbirlerinden koparılır.
Haziran 1930’da İngilizler ile Irak hükümeti arasındaki anlaşma resmi olarak kabul edildi. Böylelikle İngilizler Irak’ın bağımsızlığını kabul etmiş oldular. Kürtler ise İngilizlerin politikalarını hiçbir zaman kabul etmediler.
Berzenci 20 Mart 1925’te Milliyetler Cemiyeti’ne göndermiş olduğu mektupta kendisini Kürdistan kralı olarak ilan ederek Kürdistan’a bağımsızlık talebinde bulunur.
Berzenci İngiliz ve Arap saldırılarına karşı 1932 yılına kadar direniş gösterir. 13 Mayıs 1932’da İngilizlere teslim olur. Daha sonra ise 9 Ekim 1956 yılında Bağdat’ta hastanede iken yaşamını yitirir. Şeyh Berzenci’nin cenazesi Süleymaniye’de Büyük Cami’ye getirilerek cenaze namazı kılındıktan sonra kendi dedesi Şeyh Kake Ehmedi’nin yanına gömülür.
0 yorum